Destekçileri arasında yer almaktan gurur duyduğumuz, Ayvalık'ta Zeytin Hasadı 101 Kitabı çıktı.
- Ayvalıkzade
- 1 gün önce
- 8 dakikada okunur
AYVALIK’TA ZEYTİN HASADI ALMANAK-Basın bülteni-101
CUMHURİYET’LE ÖZDEŞ BİR KENT
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı, Ayvalık’ımızın da yüzüncü yılıydı. Bu görkemli tarihi ve birikimi, “Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılında Ayvalık’ta Zeytin Hasadı” adını verdiğimiz, altmışbeş yazarın katılımıyla ortaya çıkan seçkiyle taçlandırmıştık. Anı, tarihçe, makale, şiir, öykü, deneme ve inceleme türlerinde birbirinden değerli bilim, sanat ve kültür insanının emek verdiği “Zeytin Hasadı 100” o kadar beğenildi ki “Zeytin Hasadı 101” bu harika ısrarın sonucu olarak ortaya çıktı. Sanatçının Ayvalık’a, Ayvalık için söyleyecekleri tükenir mi?
Farklı eğitimlerden ve disiplinlerden, farklı niteliklere sahip birbirinden değerli yüz on bir kalem, Zeytin Hasadı 101 için gözlemlerini, birikimlerini bizimle paylaştı. Ortaya koydukları verimlerle yakından tanıdığımız bu isimleri bir araya getiren birleştirici tek bir etki vardı; yüreklerinin, Ayvalık’ımız, dostluklarımız ve paylaşabildiklerimiz için atıyor olması.
DESTEKÇİLERİMİZ
Kimler yok ki aralarında?
İş insanları Halis Komili, Güler Sabancı, Ümit Boyner, Şerif Kaynar, Servisimin Cömert… Şairler Cevat Çapan, Turgay Fişekçi, Turgut Baygın, Tolga Suyolcuoğlu… Tiyatro sanatçıları Levent Üzümcü, Mana Uygur… Müzisyenler: Filiz Ali, Nejat Yavaşoğulları, Cihat Aşkın, Erhan Bayrak… Yazarlar Halil Genç, Gültekin Emre, Suat Duman, Feyza Hepçilingirler, Onur Çalı, Esme Aras, Derya Sönmez, Aysun Kara… Gazeteciler Menekşe Tokyay, Murat Yetkin, Adnan Bostancıoğlu, Nedim Atilla… Sporcular Gökhan Edman, Özge Edman… Bilim insanları: Ömer Özyiğit, Enis Tulça, Neriman Şahin Güçhan, Kenan Mortan, Sedat Aybar, Burak Kazaz, Abdullah Soykan… Tıp doktorları Ülgen Zeki Ok, Ayten Ferahbaş Kesikoğlu, Ahmet Günay… Milletvekili Umut Akdoğan, Karikatürist Kemal Urgenç, Radyocu Ömer Madra, Heykeltraş Uğur Çalışkan, Fotoğraf Sanatçısı Oğuz Sağdıç, Yönetmen Fatih Türkmenoğlu, Aktivist Defne Koryürek…
KISACA GÖZ ATALIM
Neler yok ki yazdıklarında…
Kısacık başlıklar halinde bakalım.
Büyük Taarruz’la İzmir’e gelen iki kolordudan biri Menemen’den kuzeye yönelerek Cunda’da konuşlanmış, Ayvalık tarihçesinin en önemli kırılma noktası olarak görülen Rum nüfusun boşaltılmasını sağlamıştı. Kurtuluş Savaşı dönemi Ayvalık’ını anlatan çok değerli gözlemler içeren ve Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar’ın büyük dedesi Ahmet Kâmil Bey tarafından kaleme alınan günlükleri büyük bir ilgiyle okuyacaksınız.
Abdullah Soykan, Ege’nin iki yakasını birbirine yaklaştıran yemek tariflerinin kaleme alındığı kitabın içeriğini “Aynur Teyze’den 2 Yaka / 50 Lezzet” adıyla aktardı. Unutulmaya yüz tutan birçok kadim bilginin gelecek nesillere aktarılmasını, Mübadeleden günümüze Ayvalık’ın yerel yemeklerinin kayıt altına alınmasını amaçlayan kitabı ilgiyle inceleyecek, yerel lezzetleri daha yakından öğreneceksiniz.
Ege denizinin iki yakasında ortaya çıkıp zamanla iki farklı usulün, İzmir ve Pire usullerinin senteziyle oluşan Rebetiko müziği hakkındaki benzersiz yazıyı Adnan Bostancıoğlu kaleme aldı. Toplumun yerleşik değerlerinin dışında yaşamayı seçmiş, otoriteyle başı hoş olmayan, bir anlamda külhanbeyi diye de ifade edilebilecek bir kesimin müziği olarak tanımlanan Rebetiko’nun ortaya çıkış zamanlarındaki Ayvalık ilişkisini, elinizden bırakmadan okuyacaksınız.
Zeytinyağının, tağşişi en çok yapılan gıda olduğunu dile getiren Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı Aydın Şensal, bir solukta okunan makalesinde, zeytinyağı yerine konabilecek başka bir yağ olmadığına dikkat çekiyor. Zeytinyağına ayçiçeği, kanola, mısır, soya, aspir, pamuk v.b. yağları karıştıranların büyük sağlık suçu işlediğini dile getiren Şensal, yazısında Ayvalık zeytinyağının kalitesinin ancak Coğrafi İşaretle korunabileceğine işaret ediyor.
“Akdeniz diyetinin gerçek merkezi Ayvalık’tır,” diyerek yazısına başlayan Gazeteci Yazar A. Nedim Atilla’nın, gastronomi turizmi hakkında bilmeniz gereken her şeyi, ustaca, konuşma diliyle kaleme alması, tam bir okuma şölenine dönüşüyor.
Zeytinyağı ile sabun kardeşliğinin anlatıldığı, Prof. Dr. Abdullah Soykan, Prof. Dr. İsa Cürebal, Prof. Dr. Recep Efe’nin paylaştıkları “Zeytinden Gelen Temizlik: Ayvalık’ta Sabun Üretiminin Tarihi,” makalesi, merakla okuyacağınız yazılardan biri olacak.
Elinizden bırakmayı istemeyeceğiniz yazılardan biri de dermatoloji uzmanı Prof. Dr. Ayten Ferahbaş Kesikoğlu’nun, günümüz bilimsel verilerine dayanarak zeytin ve ekstrelerinin “cilt yaşlanmasının önlenmesinde zeytinyağı mucizesini anlattığı yazı. Bu kadar da değil, Sayın Kesikoğlu güzellik kavramı, deri, saç ve yaşlanma süreci” üzerine etkilerini incelediği bilimsel makalesini birçok kez okumak isteyeceksiniz.
Yakın zamanda aramızdan ayrılan değerli sanat insanı Prof. Dr. Bedri Karayağmurlar’ın anı-deneme türündeki yazısında, Zeytin Hasadı’na farklı bir objektifle yaklaştığını görüyoruz. Yazı, sevgili Karayağmurlar’ın son yazısı olması bakımından dergimiz için farklı bir yerde duracak.
Anadolu’nun işgali, Kurtuluş savaşı ve Büyük Taarruz, göç ve Mübadele yıllarında yaşanan büyük acıların, yaraların sarılması, barış girişimlerinin yeşermesi ve dostluk ilişkilerinin yeniden sağlanması bakımından ilk adımın atıldığı yerin Ayvalık olduğunu biliyor musunuz? Ayvalık Türk Ocağı İdman Yurdu Futbol Takımı’yla Midilli Pallesviakos Takımı arasındaki dostlu maçı Kasım 1930’da yapılmıştı. Heyecan verici ilişkiler, seyahatler, ağırlamalar, “futbol hiçbir zaman, futboldan ibaret değildir,” tezini doğrular nitelikte yaşanmıştı.
Eski Ayvalık günlerinin yaşanmışlıklarını anekdotlarla anlattığı yazısında Besen Soral, Ayvalık’ımızın farklı yaşantılarına, sahici kimlikleriyle yer etmiş tarihi mekânlara, insanların toplaştıkları sosyal kulüplere, birbirinden ilginç olaylara, zamanın iz bırakmış renkli kişiliklere götürüyor bizi. Şehir Kulübü, Tenis Kulübü, şık düğünler, balolar ve elbette ki sanatına erişilmez terziler, Çamlık Belediye Gazinosu… Duygulanarak okuyacak, saklayacak ve başkalarıyla paylaşmak isteyeceksiniz.
Yerli yabancı turistlerin mutlaka uğramak istedikleri mekânlardan ilk sıralarında yer alan Rahmi Koç Müzesi, bu yıl 30’uncu yılını kutluyor. 1800’lü yılların dördüncü çeyreğinde yapıldığı bilinen bu tarihi yapının on yıllar içindeki değişim öyküsünü, bilimsel bir sanat tarihi yazısı olarak ilgiyle okuyacaksınız.
İlk sayısı Osmanlı Türkçesiyle yapılan, Ayvalık Cumhuriyetçi Türk Gazetesi adıyla 1 Eylül 1924’te yayın hayatına başlayan, Ayvalık’ımızın yüz yıllık tarihine ışık tutacak birçok olayı yansıtması bakımından Ayvalık Gazetesi’nin yayın serüvenini, ilgiyle okuyacaksınız.
Ayvalık Ticaret Odası'nın, Ayvalık zeytinyağına, değer bilinirliği ve yağın markalaşmasına katkı sağlamak bakımından geliştirdiği bir uygulama olan Coğrafi İşaret, zeytinyağı tüketicisinin kesinlikle okuması gereken bir yazı. Coğrafi İşaret Ayvalık zeytinyağının ayırt edici özelliklerinin belirlenmesi ve yağın elde edilmesi sürecinde üretim yöntemlerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının test edilmesi, bir anlamda tescillenmesi anlamına geliyor.
Fotoğrafını çektiği her kapıda farklı işaretler gördüğünü, kapının ardındaki, 1800’lü yıllardan günümüze kadarki ki yaşamı birlikte düşünmekten kendini alamadığını söyleyen Gazeteci-Fotoğrafçı Işık Teoman, Ayvalık sokaklarına olan hayranlığını her ortamda dile getiriyor. Ayvalık evlerinin ve kapılarının tutkunu. Sevgili Teoman, evlerin, sırlarını gizlediğini söylediği kapıların öykülerini sizler için kaleme aldı.
Dünya zeytin ağacı sayısının %10’una sahip Türkiye’nin sofralık zeytinde ve zeytinyağı üretimindeki konumunu araştıran Prof. Dr. Kenan Mortan’ın makalesi, zeytine ve zeytinyağına farklı açılardan bakmanızı sağlayacak özellikte. Makale, Ayvalık zeytinyağının kalitesinin dünyada söz sahibi olmayı hak ettiğini, üst sıralara yerleşmesi ve kalıcı yere sahip olması gerektiğini ortaya koyması bakımından ilgi çekiyor ve merakla okunmayı sağlıyor.
Ülkemizde 4 Kasım 1943’te, yani Ayvalık’ın yeniden inşasından yirmi yıl sonra ilk kez bir “zeytin bayramı” düzenlendiğini biliyor musunuz? Ulus Gazetesi’nin 5 Kasım 1943 tarihli sayısındaki habere göre, üreticiler tarafından düzenlenen bayrama, büyük küçük tüm üreticiler katılmıştı. Bitmedi; üretimde yer alan tüm işçiler, köylüler, komşu ilçelerden halk, bayram kortejinde yerlerini almışlar, zeytin hasadı, bayram coşkusuna dönüşmüştü. Okulların katılımıyla büyüyen bayram, beyazlar giyinmiş, ellerinde zeytin dalları, içinde zeytinyağı olan kaplarla Cumhuriyet Meydanı’nda yürüyüş yapan yöre kızlarıyla büyük bir coşkunluğa ulaşmıştı. Haberin içeriği kadar, yayımlanan fotoğraf da, coşkuyu sayfalardan alıp yüreğinize koyacak kadar etkileyiciydi.
Ayvalık’taki yüz yıllık markalar sadece ülkemizde değil, dünya zeytin endüstrisinde de çok değer verilen bir özelliktir. Cumhuriyet’ten önce de önemli bir potansiyele sahip olan Ayvalık zeytinyağı, mübadeleyle Ayvalık’a gelen yağ üreticilerinin katkılarıyla birlikte nitelikli aşamalar kaydetmiş, yeni oluşumlar ortaya çıkarmıştır. Ayvalık’tan, iki köklü geleneğin, “yüzyıllık markalar” içinde yer aldığı, bunların, Komili ile Sabuncugil olduğunu söyleyelim ve yazıyı okumaya davet edelim.
Ayvalık coğrafyası gerek iklim olarak, gerekse de toprak yapısı, farklı yönlerden esen rüzgârları, güneş ve nem özellikleriyle zeytin ağaçlarının mutlu olduğu özgün şartlara sahip. Tartışmasız, dünyanın en kaliteli zeytinyağının üretildiği Ayvalık… Tarım arazilerinin %80’e yakını zeytin ağaçlarıyla kaplı. Yüzyılların birikimini bugüne kadar getirmiş, yarınlara taşıyacak olan ve koruma altına alınan 81 Anıt Ağaç Ayvalık’ta. Yazıyı sahiplenerek ve gururlanarak okuyacaksınız.
Prof. Dr. Y. Mimar Murat Eriç yazısını, Kant’ın güzel bir sözü etrafında kurguluyor; “Bizler hep başkalarının yaptığı evlerde yaşar ve başkaları için evler yaparız.” Cansız gibi görünen evlerin, içinde yaşayan insanların anılarıyla kişilik kazandığını söyleyen Sayın Eriç’in yazısını okuduktan sonra hiçbir eve, sıradan muamelesi yapmayacaksınız.
Ayvalık’ımızın sorunlarına dikkat çeken Gazeteci Murat Yetkin, “Ayvalık’ı Sakin Turizm Yükseltti, Vahşi Turizm Batıracak” başlıklı yazısında yıllardır çözüm bekleyen sorunları işaret etti. Yetkin, yazısında, sorunların artık ertelenmemesi gerektiğini, çözülmediği takdirde geri dönülmez yaralara neden olacağını öne çıkarıyor. Güncelliğiyle ve evrenselliğiyle ilginizi çekecek olan yazının, birçok sorunun tartışılmasına ışık tutacağı açık.
Ayvalık’a ilk kez on yedi yaşındayken gelen, sonraki yıllarda yazlarını Cunda’da geçiren Neriman Şahin Güçhan ODTÜ Mimarlık Bölümü Dekanı, Kültürel Mirası Koruma Lisansüstü Programı Öğr. Üyesi. Ayvalık’ın doğası, mimarisi ve sıcak insan ilişkilerinin gönlünü çaldığını dile getiren Güçhan o zamandan beri Ayvalık ve çevresini keşfetmeye çalışmış, yüksek lisans tezinde de Cunda’yı ele almış. Sevgili Güçhan’ın, ekibiyle ve arkadaşlarıyla birlikte Ayvalık Kent Tarihi Çalışmaları başlığı altında yaptığı, kırk yılı aşkın bir süredir devam eden çalışmalarını anlattığı “Gönülçelen Ayvalık’a Dair” başlıklı yazısını hayranlıkla ve sahiplenerek okuyacaksınız.
“Güneş her şeyin rengini değiştirir,” derler. Ya akşam saatleri, ya gece… Onu her an, her yerde görebiliyorsunuz ve karşılaştığınız anda Gazete Ayvalık’la özdeşleştirdiğinizi fark ediyorsunuz. Sokakları, pazarları, kaldırımları, mahalleleri, köyleri birer birer dolaşan Nilgün Kaya, bizi, Ayvalık’ın hayran olunası renkleri arasında dolaştırıyor.
Değerli bilim insanı Prof. Dr. Ömer Özyiğit yazısında, zeytinin dünya uygarlıkları üzerindeki tarihi yolculuğunu inceledi. Zeytinin tarih boyunca yalnız besin olarak değil, ticari bir ürün olarak toplumların sosyoekonomik yaşantılarında tuttuğu yerin önemine işaret eden yazısında Özyiğit, zeytin ağacının tıp alanındaki aşamalarını kaleme aldı. Sayın Özyiğit’in büyük emek ve birikim ürünü yazısı, araştırmacılar için de çok değerli bir kaynak mahiyetinde.
Ayvalık’ta gerçekte kaç adanın olduğunu merak ettiniz mi? Soruyu duyanların hemen cep telefonuna sarılarak internetten araştırma yapacakları muhakkak. Garip olansa Ayvalık’ta doğup büyüyenlerin, ilgili birimlerde görev yapanların, balıkçıların, turizmle uğraşan işletme sahiplerinin verdikleri “kendilerinden son derece emin!” rakamların hiçbirinin birbirini tutmadığı; daha garip olansa söylenen sayıların ada sayısıyla örtüşmediği! Sevgili Serkan Aziz Ceyhan sizin için araştırdı, iş edindi, denizde dolaşarak birer birer saydı. Cevabı mı? Türkçe ve Rumca isimleriyle yazısında!
“Ayvalık Caz Spor” ya da orkestra adıyla da anılan, düğünlerde, partilerde, törenlerde, türlü etkinliklerde Ayvalık’ın vazgeçilmezleri arasında yer alan Ayvalık Belediye Bandosu neredeyse yüz yaşına merdiven dayamış. Savaş Sönmez’in anlattıklarını Ayvalık’ımızın müzik tarihi olarak da okumak mümkün.
Çağdaş Türk resim sanatında 1940’larda başlayan özgürleşme çabaları arasında, Orhan Peker’in de içinde bulunduğu kuşağın önemli bir payı bulunduğuna dikkat çeken Selçuk Kaltalıoğlu, Orhan Peker’i yazdı. Sevgili Kaltalıoğlu’nun, elinizden bırakmadan okuyacağınız, diliyle okuyucuyu etkisi altına alan yazısı aynı zamanda Türk resim sanatının 1950’lerden günümüze tarihsel gelişimini, aşamalarını da ortaya koyuyor.
Bin sekiz yüzlü yılların son çeyreğinde Midilli’de doğan, Mübadele öncesinde Ayvalık’a gelip yerleşenlerden olan Şevket Osman Karaca, Mübadele kanunuyla oluşan komisyonda da görev almış, Ayvalık’ın saygın kişilerinden biri olarak hafızalardan silinmeyecek bir yer edinmişti. Ayvalık Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurulmasına da önayak olan Karaca’nın, Oda’nın, bir numaralı üyesi olduğunu ortaya koyan yazı ilgiyle okunuyor.
Zeytinyağı Duyusal Analiz Laboratuvarı kurucu panel lideri Dr. Öğr. Üyesi Suzan Kantarcı Savaş’ın, günümüzden geçmişe Ayvalık’ta zeytin mücadelesine yolculuğunu anlattığı yazısı altını çizerek okumak isteyeceğiniz bir yazı. Neden mi? Kantarcı, koklayarak ve tadarak Ayvalık zeytinyağının niteliğinin, kalitesinin, diğer yağlardan nasıl ayırt edilebileceğinin izlerini sürüyor da ondan. Zeytinyağının, zeytin meyvesinin suyu olduğunu fark ettikten sonra yağa bakışının değiştiğini söyleyen Kantarcı, zeytinyağının tadımını yaparken zeytin meyvesinin kokusunu içine çektiğini, içerisinde zaman zaman çağla badem, çimen, yaprak, enginar, taze domates gibi güzel kokulara denk gelirken rahatsız eden, kızışmış zeytin kokusu, küf kokusu, çuval kokusu gibi kokularla da karşılaştığını söylüyor.
Ayvalık insanının uzun yıllar süren zorlu uğraşılarından biri ortak bir dilin oluşturulma çalışmalarıydı. Adalar’dan, Balkanlar’dan, Makedonya’dan ve daha birçok yöreden gelen insanların kaynaşması, ortak bir kültürün oluşturulması da zaman almıştı. Bu bakımdan, örneğin Ayvalıklı bir ozan tarafından bestelenen bir Ayvalık Türküsü’nün ya da şarkısının olup olmadığı bilinmiyordu. Ta ki sevgili Turgut Baygın’ın böyle bir türküyü bulup çıkarmasına kadar sürdü bu merak. Hasan Özdamar’ın çocukluk aşkı Ender Hanım için henüz on beş yaşındayken yazdığı şiirini Vedat Bardakçı bestelemiş ve notaya almış Nihavend makamındaki şarkının adı, "Aradım senin gibi güzeli." Turgut Baygın’ın şiirsel yazısını ilgiyle okuyacaksınız.
Mimarlığın tamamıyla yaşama dair bir uğraş olduğuna inandığını söyleyen Mimar Vedat Tokyay “Zeytin Hasadı İçin Mimarlık, Yaşam Hasadı İçin Mimarlık” adını verdiği yazısında Ayvalık’ımızın, geleceğin modern bir kenti olarak nasıl planlanması gerektiğini tartışıyor ve birçok öneride bulunuyor. Mimarlığın bir süsleme sanatı veya iktidara güç verme aracı değil, tümüyle insana ve insanların üretimlerine adanmış bir uğraş olduğunu dile getiren yazarın makalesi, düş gücünüzü zorlayacak, geleceğin Ayvalık’ı için önerilerde bulunduğunuzu hissedeceksiniz.
Ayvalık’ta doğup büyüyen, geçmişten günümüze burada yaşamış olan Zeynep Kazancıgil’in “Only in Ayvalık” adını verdiği yazısında, yaşamının farklı yıllarına, aslında Ayvalık’ın farklı yıllarına ayna tutuyor. Kimi zaman eski fotoğraflardaki aile büyükleri, kimi zaman da farklı mekânların öyküleri… Hacı Leylek’i, Arap Hüseyin’i, Manici Amcayı ve Fırıldak Satan Kızını, Faytoncuları, Dolap Boğazından insanları karşıdan karşıya geçiren salcıyı, Belediye Gazinosu’nu, Şatzi Cafe’yi, Laka Çamlık’ın tamamen bostan olduğu yılları kim hatırlıyor ki şimdi? Sevgili Kazancıgil’in içten diliyle aktardığı Ayvalık yaşantısının sıcacık öykülerini okumaya doyamayacaksınız.
Ayvalık’ımızın ve Cumhuriyetimizin 102 yılını kapsayan iki ciltlik almanağın hazırlanmasında herhangi bir siyasi destek söz konusu olmadığı gibi bu kolektif çalışmada harcamalar için katkı sağlayan değerli kurumlar da herhangi bir kâr amacı gütmedi.
Yayınımız, projeyi destekleyen ve Ayvalık’ta bulunan, Ayna Restaurant, Bay Nihat Restaurant, Çamlık 87 otel, Deniz Yıldızı Restaurant, Callisto Hotel, Despotevi, Teo’s Restaurant, Ortunç Hotel, Sea Resort/ Sea Long Hotel, Ayvalıkzade ve Ma’adra Bağları’ndan temin edilebilir.
Ayrıca Ayvalık’ta Zeytin Hasadı kitaplarını www.zeytinhasadi.org adresinden ücretsiz olarak indirebilir, okuyabilirsiniz.
AYVALIK’TA ZEYTİN HASADI 101
ISBN: 978-625-6651-93-7
Editör: Faruk Duman, Halil Genç
Proje Koordinatörü: Serkan Aziz Ceyhan
Dergi Tasarım: Turgut Baygın
Kapak Tasarım: Ali Akdamar
Web tasarım: Serdar Asaf Ceyhan
Yayıncı: Parma Yayınları

Comments