GAZETE
DOĞAL GÜZELLİĞİYLE BÜYÜLEYEN AYVALIK'IN, ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRMEYİ AMAÇLAYARAK ŞAHANE İŞLER YAPAN CEYHAN KARDEŞLER (Onedio-15.9.2021)
Kahve ve çikolata meraklısı arkadaşlar; Türkiye’de mimari dokusu ile özgünlüğünü korumuş Ayvalık’ta, kent meydanında yeni bir işletme açmaya karar verirler. İşletmenin bulunduğu bina kent meydanında olmasına karşı son derece bakımsız ve adeta kentin güzelliğine gölge düşürmektedir. Oysa ki; UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde bulunup kalıcı olarak listeye girmeyi planlayan Ayvalık, her geçen gün daha değerli bir ilçe haline geliyor. Gençsoy ve Ceyhan, Ayvalıkzade adını verdikleri yeni işletmelerinde kahve, çikolata, dondurma gibi tatları kente sunma çabasıyla çalışırken, kenti güzelleştirme düşüncelerine öncelikle bulundukları binadan başladılar. Gelin bu şahane olayı en baştan irdeleyelim...
Binanın 2020 yılındaki hali
Binanın bulunduğu yerde 1970’li yıllara kadar Sarımsak taşından inşaa edilmiş Şevket Osman Karaca Zeytinyağı ve Sabun Fabrikası bulunuyormuş. Fabrika yıkılıp yerine çok katlı Sural Apt. inşa edilmiş.
Soldaki büyük taş bina: Yıkılan Şevket Osman Karaca Sabun ve Zeytinyağı Fabrikası - 1920'lerin sonu, Ayvalık
Fotoğraf-Müjdat Soylu koleksiyonu.
1970’lerin başında yapılan Sural Apartmanı’nın özellikle Cumhuriyet meydanına bakan cephesi son derece bakımsız ve köhne vaziyette iken Ceyhan kardeşler duruma el atmışlar.
Serkan Aziz Ceyhan açıklamasında:
'Binaya ve insanlara tebessüm ettirmek için bu düzenlemeyi yaptık. Dış cephe klimalarını aşağı indirdik. Boyandı. İlçe Kaymakamımız Gökhan Görgülüarslan ve Belediye Başkanımızdan Ayvalık’a özgü değerleri içinde barındıran çalışmamızı hayata geçirebilmek için gerekli izinleri alarak resimlerin tasarımını yaptırdık.Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencisi Ece Haskan tarafından iki ayrı resim tasarlandı.'
"Ayvalık ve Balıkesir'in doğal güzelliği ve kültürel birikimine ait unsurları içeren resimlerde Mustafa Kemal Atatürk Zeytin yaprakları içinde Türk kahvesini yudumlarken kalkınan Ayvalık silüeti önünde umudu temsil eden kız çocuğu uçurtma uçuruyor."
'Diğer cephede Efeler, Balıkesir yöresine ait Bengi halk oyununu oynuyor. Bengi kelimesinin etimolojik anlamı, 'Sonsuza dek yaşayacak' demek.'
Sanatçı Ece Haskan resim için 9 gün boyunca çalıştı. Resimlerin son rötuşları ve aydınlatması 14 Eylül 2021 tarihinde tamamlandı.
Ayvalıkzade’nin adresi çok kolay. Kent meydanında gezi teknelerinin kalktığı yerin tam karşısında, Atatürk Bulvarı üzerinde, gittiğinizde hemen göreceksiniz...
AYVALIK'TA ÇİKOLATA VE KAHVENİN 40 YILLIK HATIRI
(Yeni Asır-20.11.2021)
El yapımı İsviçre çikolatası, taptaze kahve, gün batımına eşlik eden çello melodileri... Ayvalık’ta keyifli bir akşam için daha fazla ne hayal edilebilir ki...
Ayvalık'ı bilenler bilir, kıvrımlı ve rüzgârlı sokakları mutlaka denize çıkar. Bu sokaklardaki kültür mirası evler "sanat eseri' güzelliğindedir. Eski fabrikaların zarif bacaları gökyüzünü selamlar. Sabunhaneler tarih kokar. Camiler, içiyle dışıyla insana huzur verir. Kiliselerde sarımsak taşının bütün güzellikleri yansır. Çeşmeler birbirine hem benzer hem benzemez. Yeniden hayata döndürülen yel değirmenleri tepelerde boy gösterir. Güneş muhteşem doğar, renk renk batar Ayvalık'ta. Lezzet durağımız bu hafta Ayvalık'ın meydanındaki çok özel bir mekan olan Ayvalıkzade. Ayvalıkzade markası ile özel kahve çeşitleri ve el yapımı çikolatalarla efsaneler yaratıyorlar. Ayvalık'ta, nitelikli kahve, el yapımı sağlıklı çikolatalar ve lezzetli dondurmayı uluslararası standartlarda sunuyorlar.
GÜN BATIMINDA ÇELLO
Görkem Gencay, satranç ve mangala şampiyonu bir konservatuvar mezunu. Hem çellist hem udi hem gitarist. Görkem Gençay'ın her gün dükkanın önünde çaldığı çello eşliğinde kahvenizi yudumlayabilir enfes lezzetlerini tadabilirsiniz. 1991 yılında Saraybosna katliamında anlamında ve Türkiye'den ünlü müşterileri olmuş. Kahve, lokum dondurma çeşitleri, spesiyal çikolatalar (Praline), Belçika çikolatası, tablet çikolata ve el yapımı hediyelik gulutensiz vegan çikolata çeşitleri mevcut. Çikolata kaplı badem ezmesi, kavala kurabiyesi, şeker ilavesiz kaju, badem ve fıstık ezmesi çeşitlerini bulabilirsiniz. Çikolatalar Burçe Yılmaz tarafından Ayvalıkzade'ye özel olarak üretiliyor. Belçika da Leonidas çikolataları çikolata burada satılır demiş. Leonidas çikolatalarından teknik danışmanlık alıyorlar. Işığın açıları ısının dereceleri uluslararası standartlara göre belirleniyormuş. Uluslararası standartlarda muhafaza ediliyor. 18 derecede tezgah zemin ortamdaki ısıyı çikolataya yansıtan tezgahları mevcut. Işığın dereceleri çikolataların korunmasında önemli. Dondurma keçi sütünden Maraş usulü muhteşem. Bir de kahve ve çikolata kokularının arasındaki kitap bölümünü özellikle çok sevdim. Bu dükkanda her şeyin bir hikayesi var. Ayvalıkzade radyoları etmenizi el emeği ürünlerini tatmanızı ya da online sipariş vermenizi öneririm.
ZEKA OYUNLARI DA VAR
Ayvalıkzade'nin işletmecileri Serkan Aziz Ceyhan, Serdar Asaf Ceyhan, Görkem Gençsoy 1913 mübadillerinden üç güzel genç. Üçü de kahve, çikolata ve zekâ oyunları meraklısı arkadaşlar. Ayvalıkzade kurucularından Ceyhan kardeşler 15 yıldır Türk kahvesi ve kahve kültürü üzerine çalışma yapıyor. Okudukları bir makalede "Dünyanın ilk kafesi Şems ve Hakem tarafından 1554 yılında İstanbul'da açılmıştır" sözü üzerine Şems ve Hakem'in izini sürerler. Araştırmalarını 16.yy Osmanlı minyatürleri üzerine yoğunlaştırırlar. 1582 yılında Şehzade Mehmet'in sünnet düğünü üzerine hazırlanan Surname- i Humayun adlı eserde (dünyada bilinen ilk kahve içen insan görseli bu eserdedir) kahvehanede oyun oynayan insanlar dikkatlerini çekti. Oynanan oyunun Mangala olduğunu keşf edip kurallarını ve hikayesini yeniden yorumladılar. Bugün Mangala oyunu kuralları milyonlarca insan tarafından biliniyor ve Zeka Oyunları Seçmeli Dersi müfredatında yer alıyor. Bu süreç neticesinde Mangala, Unesco insanlığın korunması gereken somut olmayan kültürel mirası listesine kaydedildi.
YEPYENİ BİR MARKA
Marka ne olsun diye düşünmüşler, Ayvalık'ta yaşayan 350 yıllık bir ailenin hikayesinden etkilenerek "Ayvalıkzade" ismini koymuşlar. Binanın dış cephesinde Ayvalık'ın değerleri olan Atatürk, zeytinlikler, kalkınan Ayvalık siluetinin ve Bengi halk oyunu efeler bulunmakta. Bengi; sonsuza kadar yaşayacak demektir. Logoyu Ece Haskan tasarlamış.
Son söz; Hikâye anlatımı, iletişimin yapı taşlarından biridir. Marka iletişimi açısından bakıldığında hedef kitleler ile duygusal bağ oluşturmak, akılda kalıcılığı sağlamak, mesajda etkinlik sağlamak için markanın hikayesi önemlidir. İşlerini sevgi ile yüreklerini koyarak emek vererek bir hikaye yazmışlar çok güzel bir başarı hikayesi yazacaklarını düşünüyorum. Ayvalıkzade ailesine başarılar diliyorum.
Sezr Altan
AYVALIK'TA 300 GÜN ÇELLO ÇALARAK SAVAŞA HAYIR DEDİ.
(Gazete Ayvalık-18.05.2022)
Sazımız değişir ama sözümüz ve sevgimiz değişmez.
Ayvalık’ta yaşayan Çellist Görkem Gençsoy, Ayvalıkzade önünde 300 gün boyunca çello çaldı. Bosna-Hersek soykırımının ortasında, insanlığa çello’su ile seslenen Müzisyen Vedran Smailovic’e saygı amacıyla başlattığı performansında ‘Savaşa Hayır’ mesajı veren genç çellist, performans finalini ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diyen Büyük Önder Atatürk’ün, gençlere armağanı olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında yaptı.
Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü’nde tanıştığı Çello’yu, hayatının önemli bir parçası haline getiren 32 yaşındaki Görkem Gençsoy, Ayvalık’ta 300 gündür, sıcak, soğuk, yağmur demeden dikkat çekici bir performans gerçekleştiriyor. Ayvalık’ta yaşayanlar, ilk kez 19 Mayıs 2021’de kent sahilinde bulunan Ayvalıkzade önünde bir gencin çello çaldığını gördüler. Ayvalık merkezde çikolata, kahve ve dondurma dükkanı olan, işletmecileri mübadil ve Boşnak kökenli Ayvalıkzade’nin ortaklarından Genç Çellist, işletmesinin önünde o günden bu yana hüzünlü ve sakinleşticisi sesi ile çellosunu çalmaya devam etti.
30 YIL ARAYLA İKİ MÜZİYEN ‘BARIŞ İÇİN MÜZİK’ DEDİ
‘Saraybosna’nın Çellisti’ olarak bilinen ve Boşnak şehitleri için savaş meydanında çello çalarak, cesareti ile ilham veren Vedran Smailovic’e saygı amacıyla çello çalmaya başlayan Görkem Gençsoy, sanatçı duyarlılığı ile Smailovic'e Ayvalık'tan selam ederken Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ile başlayan savaşa da çello çalarak 'Hayır' dedi. Savaşın yıkım ve acılarını unutarak yeni savaşlar başlatılan günümüzde, 30 yıl arayla iki sanatçı, savaşta hayatını kaybedenlere ağıt niteliğinde, sanat aracılığıyla tepki göstermiş oldu. Sarabosna'da, savaş devam ederken sokaklarda, yıkıntıların arasında, yalnız başına 'Barış için müzik' düşüncesiyle çello çalarak dile getiren Vedran Smailovic'e olan hayranlığını, onun yaptığı gibi sokakta çello çalarak gösteren Çellist Görkem Gençsoy, 19 Mayıs 2022’de, 300 gün üst üste çaldığı çellosu ile bu kez barışın korunması ve devamlılığına vurgu yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözüne vurgu yaparak, O’nun gençlere armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda performansını tamamladı.
CESARETİ İLE KİTAPLARA VE MÜZİKLERE KONU OLDU
27 Mayıs 1992'deki bombalamada, ekmek sırasında bekleyen 22 komşusunun ölümü ve Saraybosna Orkestra binasının yerle bir edilmesi üzerine, 28 Mayıs 1992 tarihinde, 22 şehit için 22 gün boyunca sürecek olan ‘Barış için müzik’ konserine başlayan, yalnız başına ve orkestra kıyafeti ile her yandan ateş altında tutulan, bombaların uçuştuğu, kurşunların vızıldadığı saraybosna sokaklarında, mezarlıklarında ve bombalanmış yerlerde çellosuyla savaşa karşı müzik yapan Vedran Smailovic, kitaplara ve müziklere ilham oldu. Joan Baez gibi starlar Saraybosna’daki müziği duyup ilham alarak şarkılar bestelediler. Rolling Stone ve Vanity Fair’in en meşhur fotoğrafçılarından Annie Leibovitz Bosna halkının mücadelesini fotoğrafladı. Susan Sontag savaşın fotoğraflarını en alakasız dergilerde bile manşetlere taşıdı. Radiohead, Blur, The Stone Roses, Paul Weller gibi isimler Brian Eno’nun önderliğinde “Help” adında bir albüm çıkardı. War Child’la Bosnalı sanatçılar aynı anda bir de fırın açıp halka ekmek ve müzik dağıtmaya başladı. Politikacıların üstündeki baskılar her saniye arttı ve nihayet tüm dünyanın baskısıyla Saraybosna kuşatması bitti. Vedran’ın öyküsü “Welcome to Sarajevo” filmine de konu oldu.
300 gün boyunca çello çalarak, savaşlarda hayatını kaybedenleri anan ve savaşa bir kez daha ‘Hayır’ diyen Görkem Gençsoy, " Yakınları ekmek sırasında iken öldürülen Vedran bir karar verir. Smokinini giyer, çellosunu alır ve öldürülen yirmi iki kişi için yirmi iki gün boyunca yıkıntıların, bombaların, patlamaların ve Sırp keskin nişancıların arasında Albinoni’nin Adagio in G Minor’unu çalmaya başlar. Evlerine sığınmış, korkudan sinmiş insanların içine umut olur. Bütün risklere rağmen insanlar sokağa çıkarlar ve onu dinlemeye başlarlar. Saraybosna'nın Çellisti Vedran Smailovic, bombalanan evlerde yıkıntıların arasında ve cenazelerde çalmaya devam eder. Saraybosna Kuşatması 1992’de başlayıp, 1996’da biterek Leningrad Kuşatması’ndan neredeyse bir yıl daha uzundur. Kuşatma ve abluka tam 1.425 gün sürmüştür. Vedran’a bir muhabir “Arkadaşım sen deli misin?” dediğinde – Bombalanan sokaklarda çello çaldığım için bana deli diyorsunuz. Peki durmadan Saraybosna’yı bombalayanlara hiç “Deli misiniz?” diye sordunuz mu? Demiştir…Tolstoy’un vurguladığı gibi ‘İnsanlar eğer yalnız inandıkları zaman savaşsalardı, savaş çıkmazdı’ diye düşünüyorum. Performasımı tamamladım ancak ‘Savaş’a her zaman hayır’ diyorum. Sazımız değişir ama sözümüz ve sevgimiz değişmez.” dedi.
Nilgün Kaya
HİKAYESİ BOL KUZEY EGE
(Sabah-24.07.2021)
Ayvalıkzede olacaktık Ayvalıkzade olduk.
Malum geçtiğimiz hafta bayramdı... Ailem Cunda'da yaşadığı için bayramlaşmanın adeti olarak çikolatamızı alıp yola çıkacaktık... Ayvalık kent meydanında gezi teknelerinin kalktığı yerin tam karşısında, Atatürk Bulvarı üzerinde, küçücük bir mekan dikkatimi çekti... Ayvalıkzade isimli... Küçücük ama albenili bir çikolata, kahve ve dondurma dükkanı. O kadar şık ve ilmek ilmek inşa edilmiş ki içeriye girdiğinizde kendinizi Belçika'nın meşhur çikolatacılarında hissediyorsunuz.
Kurucuları Serdar ve Görkem Ceyhan'la tanıştım. 15 yıldır Türk kahvesi ve kahve kültürü üzerine çalışmalar yapan, müzikle uğraşan iki kardeş onlar. Görkem konservatuvar mezunu, çellist, udist ve gitarist. İstanbul'daki karmaşadan kaçıp, Ayvalık'a yerleşiyorlar, gerisini onlar anlatsın:
"İstanbul'dan sıkıldık. Kendimizi Kuzey Ege'ye attık. Bu tersine göç, biçim için tam bir hayal kırıklığı olacakken yani Ayvalıkzede olacakken, kendimizi kitaplara verdik.. .Okuduğumuz bir makalede 'Dünyanın ilk kafesi Şems ve Hakem tarafından 1554 yılında İstanbul'da açılmıştır' sözü üzerine Şems ve Hakem'in izini sürdük. Araştırmalarımızı 16.yy Osmanlı minyatürleri üzerine yoğunlaştırdık.
1582 yılında Şehzade Mehmet'in sünnet düğünü üzerine hazırlanan Surname-i Humayun adlı eserde (dünyada bilinen ilk kahve içen insan görseli bu esermiş) kahvehanede oyun oynayan insanlar dikkatimizi çekti. Oynanan oyunun Mangala olduğunu keşfedip kurallarını ve hikayesini yeniden yorumladık.
Ama durmadık, araştırmalarımıza devam ettik. Kahve tarihi konusunda o kadar bilgi edindik ki, bununla ilgili yazılar yazmaya başladık. www. ayvalikzade.com adresli web sitesini kurduk ve kahve gündemi ile ilgili yazılar yayınlamaya başladık.
Kahve ve çikolata meraklısıyız ve Türkiye'de mimari dokusu ile özgünlüğünü korumuş Ayvalık'taki bu mekanı açtık. Nitelikli kahve ve el yapımı onlarca çeşit dolgulu Belçika çikolatasını üretip satıyoruz. Butik çikolata ve kahve dükkanımızda 'İyi kitap, iyi kahve sloganı' ile dünya edebiyatından eserleri bulunduruyoruz. Amacımız, buraya gelenlere güzel bir çikolata ve kahve eşliğinde, hikayeler anlatmak."
Sonat Bahar
AYVALIK FİLM FESTİVALİ (16-21 Eylül 2022)
Beyaz Perde-22.09.2022
Ayvalıklı ve Ayvalık dışından gelen sinemaseverlerin büyük ilgi gösterdiği Ayvalık Uluslararası Film Festivali, bu yıl 16-21 Eylül 2022 tarihlerinde gerçekleşti.
Bu yıl Ayvalık’ta kurulan Seyir Derneği tarafından düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali, 16 Eylül Cuma akşamı Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ve festival direktörü Azize Tan’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Gecede, geleceğin sinemacıları için hayata geçirilen ve Mey|Diageo’nun katkılarıyla bu yıl ilk kez verilen “Yeni Bir …” ödülü de sahibini buldu. Festivalde bir yarışma yapılmamasına karşın, son bir yıl içinde vizyona girmiş ya da ulusal festivallerde gösterilmiş uzun metraj kurmaca filmlerden birindeki başarısıyla dikkat çeken genç bir sinemacıya verilen “Yeni Bir …” ödülü, ilk yılında bir yönetmenin oldu. 40.000 TL değerindeki “Yeni Bir Yönetmen” ödülünün kazananı, bu yılki seçici kurulu oluşturan Levent Aygül, Ercan Kesal, Nadir Öperli, Tülin Özen ve Aslı Özge’nin oybirliğiyle Ela ile Hilmi ve Ali filminin yönetmeni Ziya Demirel oldu. Mey|DiageoRegülasyon, Hukuk ve Kurumsal İletişim Direktörü Meltem Azbazdar, “Yeni Bir Yönetmen” ödülünü Ziya Demirel adına filmin yapımcısı Anna Maria Aslanoğlu’na takdim etti.
Törenin ardından, yakın dönem Güney Kore sinemasının usta yönetmeni Park Chan-wook’un 2022 Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülüne layık görülen ve Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin açılış filmi olan Ayrılma Kararı gösterildi.
GÖSTERİMLER, SÖYLEŞİLER, PANELLER, ATÖLYELER…
16-21 Eylül tarihleri arasında Ayvalık Belediyesi Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi, Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro ve Eski Köylü Pazarı’nda yapılan gösterimlerde yerli ve yabancı toplam 48 filme seyircilerin ilgisi oldukça yoğundu.
Cadı Üçlemesi 15+ belgeselinin yönetmeni Ceylan Özgün Özçelik ile projeye sesleriyle destek veren Hare Sürel ve Gülçin Kültür Şahin; Do You Like Jupiter? belgeselinin yönetmeni Nur Akalın; Dermansız belgeselin yönetmenlerinden Melik Saraçoğlu; Vicdan’ın oyuncularından Nurgül Yeşilçay; Diyalog’un yönetmeni Ali Tansu Turhan, senarist-yapımcı Burcu Uğuz, kurgucu Osman Sarp Altay, sanat yönetmeni Gizem Kâhya İyem ile başrol oyuncularından Ushan Çakır, Hare Sürel ve Funda Eryiğit; Cem Madra anısına gösterilen Yüzler (Faces) kapsamında Tulya Madra; Ulrike Ottinger’in 80. yaş gününe özel gösterilen Dorian Gray’in Magazin Basınındaki Portresi (The Image of Dorian Gray in the Yellow Press) kapsamında sinema yazarı Engin Ertan; Suna’nın yönetmeni Çiğdem Sezgin, başrol oyuncuları Nurcan Eren ve Tarık Papuçcuoğlu ile yapımcısı Betül Sezgin; Koudelka: Aynı Nehirden Geçmek belgeselinin yönetmeni Coşkun Aşar ve ortak yapımcısı Ayhan Hacıfazlıoğlu; Eat Your Catfish belgeselinin yönetmenlerinden Noah Amir Arjomand; Üç Bin Yıllık Bekleyiş’in oyuncularından Ece Yüksel ve Burcu Gölgedar; Her Şey Dahil belgeselinin yönetmeni Volkan Üce; Aşk, Mark ve Ölüm belgeseli kapsamında Kino 2022 Proje Koordinatörü Engin Ertan; Çilingir Sofrası’nın yönetmeni Ali Kemal Güven, yapımcısı Seda Özkaraca, kurgucusu Selda Taşkın ile oyuncuları Ahmet Rıfat Şungar ve Barış Gönenen; Ela ile Hilmi ve Ali’nin yönetmeni Ziya Demirel, senaristi Nazlı Elif Durlu, oyuncuları Denizhan Akbaba, Ece Yüksel ve kurgucusu Selda Taşkın; Stiletto’nun yönetmeni Can Merdan Doğan, oyuncular Nihal Yalçın ve Murat Kılıç; Belki Bir Gün Gideriz’in yapımcısı Turan Kubilay; Rüzgâr İçinde’nin yönetmeni Türkay Döşkaya; Lekesiz’in yönetmeni Ali Ercivan ile oyuncuları Nezaket Erden, Hakan Emre Ünal ve Kayhan Açıkgöz; Zuhal’in başrol oyuncusu Nihal Yalçın, yönetmeni Nazlı Elif Durlu ve kurgucuları Buğra Dedeoğlu, Selda Taşkın; Kerr’in yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu, yapımcısı Vildan Erşen, oyuncular Erdem Şenocak, Rıza Akın ve görüntü yönetmeni Andreas Sinanos; Yaban’ın yönetmeni Tareq Daoud, uygulayıcı yapımcısı Emine Yıldırım, oyuncusu Murat Utku, prodüksiyon asistanı Eray Yıldız; Mendirek’in yönetmeni Cem Demirer ile başrol oyuncuları Alihan Kaya ve Barış Yılmaz Gündüz ve yapımcı Eda Çarıkçı filmlerin gösterimlerinde izleyicilerle buluştular.
“Türkiye’de Yaratıcı Belgesel: Yeni Anlatım Olanakları” başlıklı panel Ahmet Gürata moderatörlüğünde Noah Amir Arjomand, Ceylan Özgün Özçelik, Melik Saraçoğlu ve Volkan Üce’nin; “Bir Zanaat Olarak Oyunculuk” başlıklı panel ise Özen Yula moderatörlüğünde Funda Eryiğit, Hare Sürel, Gülçin Kültür Şahin ve Nihal Yalçın’ın katılımlarıyla gerçekleşti.“Boyun Eğmeyen Bir Kadının Hikâyesi: Suna” başlıklı söyleşide Armağan Çağlayan, Çiğdem Sezgin ve Nurcan Eren konuşmacı olarak yer aldı. Festivalin son paneli ise “Şu Anlaşılmazlık Meselesi: Bir Filmi Anlamamak” başlığıyla, Aslı Ildır, Fatih Özgüven ve Tayfun Pirselimoğlu’nun katılımlarıyla düzenlendi.
GENÇ SİNEMA PROGRAMIYLA 30 ÖĞRENCİ AYVALIK’TA AĞIRLANDI
Gençlerle yürütülecek eğitim projelerine büyük önem veren Seyir Derneği, Ayvalık Uluslararası Film Festivali kapsamında Kültür için Alan desteğiyle bu yıl Genç Sinema programını da başlattı. Başta sinema bölümünde okuyan ya da üniversitelerin sinema kulüplerine üye öğrenciler olmak üzere, sinema alanında kendisini geliştirmek isteyen tüm öğrencilere yapılan açık çağrı sonucunda Genç Sinema programına, İstanbul, Ankara, Zonguldak, İzmir, Çanakkale, Muğla, Ordu, Antalya, Eskişehir ve Kütahya’dan toplam 25 farklı üniversiteden 30 öğrencinin başvurusu kabul edildi. Festival boyunca Ayvalık’ta kalan öğrenciler yapımcılık, yazarlık, yönetmenlik, kurgu, post-prodüksiyon gibi farklı alanlarda profesyonel isimlerin verdiği atölye çalışmalarına katıldılar ve gönüllü olarakfestivalin farklı bölümlerinde çalışarak organizasyona büyük katkı sağladılar.
ÇOCUKLAR İÇİN SİNEMA
Çocuklar İçin Sinema bölümündeyse Cüneyt Cebenoyan Çocuk ve Sinema Buluşmaları’nın işbirliğiyle Sarah Winkenstette’in yönettiği,köylerindeki kömür madeni nedeniyle kente taşınmak zorunda kalan Ben ve yeni okulunda tanıştığı Suriyeli mülteci Tarık ile umut ve sevgi dolu dostluğunu konu alan Çok Uzakta (Too Far Away) adlı çocuk filmi gösterildi. Küçük sinemaseverler ve ailelerin büyük ilgi gösterdiği gösterim sonrası, Cüneyt Cebenoyan Çocuk ve Sinema Buluşmaları Koordinatörü ve Bütün Çocuklar Bizim Derneği yönetim kurulu üyelerinden ebeveyn koçu Ayşegül Cebenoyan, çocuklar için bir etkinlik düzenledi.
Yaratıcı drama eğitmeni Elif Özsoğuk da, Louis Garrel imzalı kara komedi filmi Kurtarıcı’nın (Crusade) gösterimi sonrasında çocuklar için bir atölye çalışması gerçekleştirdi.
Ayvalık Uluslararası Film Festivali’ninbu yılki afişi, resimlerinde çiçek, yaprak ve hayvan desenlerini kullanarak hem gerçeküstü bir dünya yaratan hem de yanı başımızdaki doğanın şifa vermesine ve de kendisi için şifa aramasına vurgu yapan Ayvalıklı sanatçı Elvan Alpay’ın resimlerinden ilhamla ve Emel Işıtan’ın görsel tasarımıyla ortaya çıktı.
Festival Ayvalık Belediyesi, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Kültür için Alan, Mey|Diageo, Komili, Kürşat Ayvalık, ASKEV Sinema, MUBI, OGM Pictures, Milliyet Sanat, Goethe-Institut, German Films, KINO 2022, Mordem Sanat, Setur Ayvalık Marina, Ali Ertuğrul, Esra Başak, Şerif Kaynar, Eren-Alptekin Coşkun, Yaman Eymür, Fatma-Mustafa Kürşat, İnci Vural, Ayvalık Ticaret Odası, Çamlık 87, Kendine Has, Yves Rocher, Zoho, AIMA, Kraft, Çöpmadam, Ayvalıkzade, Barbunun Çiftliği ve Medya Takip Merkezi’nin değerli katkılarıyla gerçekleşti. Festivalin basın sponsorları ise Altyazı, Aposto, Ayvalık Magazin, Beyazperde, Bianet, Birgün, Dadanizm, Duvar, KRT, Kutsal Motor, Radyo ODTÜ ve T24 oldu.
Ayvalık Uluslararası Film Festivali, gelecek yıl yine merakla beklenen filmlerden oluşan bir seçkiyi Ayvalık’ta sinemaseverlerle buluşturacak.
SANATI, HİKAYESİ VE LEZZETLERİ İLHAM VEREN AYVALIKZADE
Gıda Türk -Kasım-2022
Öncelikle onları farklı kılan kahve konusuna gönül verip 15 yıldır bu konularda araştırma yapmaları. Kendilerine özgü ve hayalleriyle yola çıkarak azimle kökten bir dönüşüm yapmaları. Serkan ve Serdar kardeşler ilk olarak Ayvalıkzade’nin binasının dış görüntüsünden başlıyorlar. Ayvalık’a yakışan temsilde en şahane manzarasında zeytin ağaçları göze çarparken ön planda Atatürk ve uçurtma uçuran mutlu bir kız çocuğu var. Sizi böyle bir manzara karşıladığında hemen ışıl ışıl bir dükkanı görüyorsunuz. Kapısında Çello çalınıyor. Müzik ve sanat onlar için önemli. Sitelerinde bile Ayvalıkzade radyosu var. Yani internetten de ürün bakmak için girdiğinizde yine kendinizi o dükkanın içinde hissediyorsunuz. Çünkü hissettiklerini sanat ile hissettiriyorlar. Ve sanatın evrenselliği sizi fethediyor.
Ve gelelim detaylara:
Okudukları bir makalede “Dünyanın ilk kafesi Şems ve Hakem tarafından 1554 yılında İstanbul’da açılmıştır” cümlesini görmeleriyle merakları artan Serkan ve Serdar kardeşler Şems ve Hakem’in izini sürmeye başlamış... Araştırmalarını 16.yy Osmanlı minyatürleri üzerine yoğunlaştırdıktan sonra 1582 yılında Şehzade Mehmet’in sünnet düğünü üzerine hazırlanan Surname-i Humayun adlı eserde (dünyada bilinen ilk kahve içen insan görseli bu esermiş) kahvehanede oyun oynayan insanlar dikkatlerini çekiyor. Oynanan oyunun “Mangala” olduğunu keşfedip kurallarını ve hikayesini yeniden yorumlamışlar. Bugün Mangala kuralları milyonlarca insan tarafından biliniyor. Bu süreç neticesinde UNESCO, Mangala’yı insanlığın korunması gereken somut olmayan kültürel mirası listesine kaydetmiş.
Kahve ve çikolata meraklısı arkadaşlar; Türkiye’de mimari dokusu ile özgünlüğünü korumuş Ayvalık’ta, kent meydanında yeni bir işletme açmaya karar verirler. İşletmenin bulunduğu bina kent meydanında olmasına karşı son derece bakımsız ve adeta kentin güzelliğine gölge düşürmekteymiş. Oysa ki; UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde bulunup kalıcı olarak listeye girmeyi planlayan Ayvalık, her geçen gün daha değerli bir ilçe haline geliyor. Gençsoy ve Ceyhan, Ayvalıkzade adını verdikleri işletmelerinde kahve, çikolata, dondurma gibi tatları kente sunma çabasıyla çalışırken, kenti güzelleştirme düşüncelerine öncelikle bulundukları binadan başladılar.
Binanın bulunduğu yerde 1970’li yıllara kadar Sarımsak taşından inşaa edilmiş Şevket Osman Karaca Sabun ve Zeytinyağı Fabrikası bulunuyormuş. Fabrika yıkılıp yerine çok katlı Sural Apartmanı inşa edilmiş.
Serkan ve Serdar Kardeşler bu olayı ve devamını şu şekilde ifade ediyor:
“Binaya ve insanlara tebessüm ettirmek için bu düzenlemeyi yaptık. Dış cephe klimalarını aşağı indirdik. Boyandı. İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkanımızdan Ayvalık’a özgü değerleri içinde barındıran çalışmamızı hayata geçirebilmek için gerekli izinleri alarak resimlerin tasarımını yaptırdık. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencisi Ece Haskan tarafından iki ayrı resim tasarlandı.”
Şuan Ayvalıkzade, yerelden çıkıp zincir mağaza yeni bir iş modeli olmaya aday bir işletme. 30 m2 dükkanda el yapımı çikolata, kahve, dondurma, kitap ve yerel lezzetler gibi 5 farklı dükkanda bulunabilecek hizmetleri misafirlerine başarı ile sunuyor.
Merkezi Ayvalık’ta açılan Ayvalıkzade 2023 yılında şubeleşmeye başlayacak.
Ayvalıkzade o kadar şık ve ilmek ilmek inşaa edilmiş ki içeriye girdiğinizde kendinizi Belçika’nın meşhur çikolatacılarında hissedeceksiniz. Dükkanın herbir santimi mühendislik ve mimarlık ürünü. Ve ezberbozan bir işletme olmanın yanısıra klasik kafe anlayışının çok daha ötesinde. Bu 30m2 alanda kocaman bir dünya var. Gerçeğe dönmüş hayallerin yaşatıldığı, içinde sıcacık dostlukların geliştiği bir platform adeta.
Ayvalıkzade yeniyıl, resmi ve dini bayramlarda kişi ve kurumlar için özel tasarlanmış hediyelik çikolata, Balıkesir bademinden üretilen badem ezmesi, kurabiye, zeytin yağı, kahve, kitap gibi hizmetlerde sunuyor. Web sitesi: www.ayvalikzade.com
Ayvalık kent meydanında gezi teknelerinin kalktığı yerin tam karşısında, Atatürk Bulvarı üzerinde, gittiğinizde hemen göreceksiniz
Ayvalıkzade’nin Ayvalıklılar tarafından sevilmesi, sahiplenilmesi yerel ressam Ayşın Özen’e de ilham vermiş. Günbatımında çello çalan müzisyeni, kitap okuyup kahve içenleri ve dondurma yiyen çocukları ile birlikte Ayvalıkzade’yi resmetmiş.
Ayvalık’ta Serkan ve Serdar kardeşleri mutlaka tanımalısınız. Biz sizler için bizzat her köşesinin hikayesi olan bu nadide yeri dinlerken ruhlarını nasıl ilmek ilmek işlerine kattıklarını gördük ve doğal olarak oradaki sinerjinin bu satırlara akması kaçınılmazdı. Bize yansıyanı sizlere de dilimiz döndüğünce aktardık. Kendilerine misafirperverliklerinden ve ilham veren hikayelerini paylaştıkları İçin teşekkür ederiz.